kozmofol

alıntı

Posted in alıntı by enip on 27 Eki 2011

… Bir bina nasıl mimarlık olmuyorsa, iki bina da şehir olmuyor. Kalan alanlar da peyzaj değil.

Deniz Aslan’ın Ve Peyzaj Mimarlığı başlıklı yazısından

 

f. l. olmsted günlükleri 5

Posted in frederick law olmsted by enip on 15 Eki 2011

Şimdiye kadarki notlar Robert Twombly’nin editörlüğünü yaptığı kitabın giriş bölümünü oluşturuyordu. Olmsted’in özel ve profesyonel hayatından Twombly’nin öne çıkardığı kesitleri içeren bölümün ardından 5 başlıkta toplanmış mimarın kendi metinleri geliyor: Gençlik gözlemleri, küçük konut alanları, kentler, bahçecilik, son olarak da park tasarımının tarihi ve kuramı.

Her başlıktan bir makaleye detaylı bakmakta fayda var.

Reklam

sennefer garden

Posted in bahçe tarihi by enip on 10 Eki 2011

Aşağıdaki görsel Antik Mısır döneminin bahçelerine örnek teşkil eden en ünlü topografik resim ve 3000 yılı aşkın bir geçmişe sahip. Orjinali kayıp olan ve 19. yüzyılda kaynaklara göre yeniden üretilmiş resim ünlü Sennefer’in bahçesi. Plan şemasından antik Mısır bahçelerinin karakteri deşifre edilir. Plana göre bahçeye iki kapısı olan büyük bir girişten girilir ve yolu takip ederek geniş bir açıklığa ulaşılır. Dış ve iç mekanlar arasındaki ayrım oldukça net, sınır duvarı belirgindir. Binanın ön kapısına yapılan vurgu bahçe sahibinin zenginliğine işaret eder. Bina ve kapı arasında kalan ara alan ise üzüm bağıdır ve çeperlere doğru yaprak döken ve iğne yapraklı koniferlerden oluşan türler göze çarpar. Bitkiler dışında bahçede kameriyeler kuruludur (Turner, 2005).

Turner, T. 2005. Garden History: Philosophy and Design, Spon Press, New York.

sıradaki kitaplar

Posted in kitap by enip on 09 Eki 2011

Olmsted notlarına devam ama sırada söz verilmiş 2 kitap daha var. Birincisi kadim dostlar İsamu Noguchi ve Buckminister Fuller’ı anlatan Noguchi&Fuller, diğeri de Amerika’nın “dahi” plancısı Robert Moses’ı anlatan The Power Broker.

Noguchi ve Fuller

islam bahçesi ve 8

Posted in bahçe tarihi, islam bahçesi by enip on 09 Eki 2011

Tez çalışmasına başladığımda konum Japon ve Türk Bahçeleri’nin karşılaştırmalı okumasıydı. Konu sonra kaçınılmaz bir şekilde değişti ve bu yüzden Türk-Osmanlı ve İslam bahçeleri kapsam dışı kaldı. Ama elimde de ciddi bir araştırma kaldı. İşte küçük bir parça:

….

Kutsal kitapta vaat edilen mekân olan cennetin sekiz bahçeden oluşması ve altından akan dört ırmak İslam bahçelerine ilham kaynağı olmuştur. Cihar bağ şemasındaki dört kanallı sistem buna örnek olduğu gibi, 4 ve 8 rakamlarına bahçe planlarında oldukça sık rastlanır. Bu rakamlardan 4 insanı ve dünyayı, 8 ise yaşamı simgeler (Bornovalı, 1999). Cennetin 8 bahçeden oluşması ve sekiz rakamının önemini Schimmel (1976), 2 olasılıkla yorumlar. Birinci olasılık 55. sure’de anlatılan iki adet ikişer bahçe anlatısında idealize edilmiş kusursuz mekânın rakamı olabileceği üzerinedir. İkinci olasılığı ise cehennemin 7 katlı olması ve Kuran’a göre Allah’ın merhametinin öfkesinden bile daha büyük olması ile ilişkilendirir Schimmel. Sebebi ne olursa olsun sekiz rakamı İslam mimarisinde olduğu gibi bahçelerin planlarında ve kapsadıkları yapılarda da belirleyici olmuştur. Kimi zaman cennet bahçesinin cennetten bile üstün olduğunun, planlarda 9 terasın kullanılmasıyla vurgulandığına da rastlanır. Sedat Bornovalı, rakamlarla mekanlar arasındaki ilişkiyi Kuran referansları üzerinden şöyle açıklar.

“’Yedi iklim dört bucak’, ‘dört bir yanda aramak’ ve benzeri ifadeler evrenin hangi sayıyla kavrandığını çok güzel ifade eder. Yönlerin, cennetin nehirlerinin, mevsimlerin, Hıristiyan inancında haçın kollarının, incilcilerin dört tane olması tümüyle buna örnektir.”

Değişim, geçicilik ve kalıcılık İslam’ın dünya görüşünün temel yaklaşımlarını oluşturur. Bu yaklaşımlar sanatın ve yaratıcılığın her alanına yansımış, ilham kaynağı olmuştur. İslam sanatında bu yaklaşımın, estetiğin ve dünya görüşünün mimari ve sanata yansımasını Jale Nejdet Erzen (2007) şöyle açıklar:

“İslam’da dünya görüşü, onun sabitlenmiş ya da durağan olduğuyla ilgili hiçbir varsayımı içermez. İslam estetiğinde bir sanat eserinin; bir değer olarak amaçladığı kesin bir son hali ya da son sözü bulunmaz. Mimaride de mekânlara sabit işlevler verilmez. Mimarlık ışığa ve işleve göre sürekli değişir kabul edilir; bir kimsenin mekândaki hareket hali aynı zamanda onu yaşama ve dönüştürme halidir de. Mekânın sürekli dönüşebilirliği de bir değer olarak kabul edilir. Benzer durumlar resimde, görsel imajların da yapılışında ve algılanışında geçerlidir. Çeşitli farklı bakış açıları, minyatürlerde açıkça görüldüğü üzere peyzaj ve kent görüntüleri çizerken de görülebilir.”

….


Bornovalı, S., 1999. İslam Dünyasında Bahçe ve Evren Anlatım, Yüksek Lisans Tezi, İTÜ Fen Bilimleri Enstitüsü, İstanbul.

Erzen, J. N., 2007. Islamic Aesthetics: An alternative way to knowledge, The Journal of Aesthetics and Art Criticism, Vol: 65, no: 1, p. 69-75.

Schimmel A., 1976. The Celestial Garden in Islam, The Islamic Garden, p. 13-39, Dumbarton Oaks Colloquium on the History of Landscape Architecture, IV, Washington DC.

detay

Posted in döşeme, detay by enip on 09 Eki 2011

Innenhöfe Max Bill Platz, Zürih

via Vulgare

f. l. olmsted günlükleri 4

Posted in frederick law olmsted by enip on 08 Eki 2011

Olmsted ölümünden çok önce Amerika’nın en saygın peyzaj mimarı olarak görülmeye başlamıştı. Dahası Amerikan peyzaj mimarlığının kurucusu olarak kabul edilmişti. 19. yüzyılın ikinci yarısında endüstriyel gelişmeler dönemin gündemini oluştururken pek çok fikir önderinin aksine kentlerin aşırı büyümesinin bir noktada duracağını düşünmüyordu. Büyümenin giderek kontrolden çıkarak sosyal yaşamı daha da kötüleştireceğini, doğal kaynakların tüketileceğini ve bu durumun sağlık koşullarını tehlikeye düşüreceğini öngörmüştü. Bu gelişmeler kadar köleliğin, etnik ve sınıf ayrımların tartışıldığı dönemde Central Park ve Prospect Park’ın şehrin gerçek anlamda bütünleştiği tek yerler olduğunu yazmış, yalnızca bu alanlarda “hukuksuz” yani dönemin sınıf ayrımının işlemediğini bu yüzden sosyal adaletsizliğin azaldığını not düşmüştü. Olmsted’in bir şehir karşıtı olduğu söylendiği gibi parkların, sağlanması hedeflenen sosyal eşitliğin aracıları olarak gördüğü bilinmektedir. Bu noktada park tasarımının politik tartışmaların bir parçası olduğunun altını çizmeliyim. Olmsted kalemi, tasarımları ve politik görüşleriyle bu tartışmaların tam ortasında yer aldı, hem karşı duruşu hem de savunduğu görüşleriyle gerçek bir politik karakterdi.

19. yüzyılın ikinci yarısında New York City.

Fotoğraf: Gustav Schulz

detay

Posted in döşeme, detay by enip on 07 Eki 2011

Çin Bahçesi’nin hayran olduğum taş işçiliklerinden biri.

civic square

Posted in peyzaj mimarlığı by enip on 06 Eki 2011

Roberto Burle Marx – Civic Square, Brezilya

Fotoğraflar: Leonardo Finotti

f. l. olmsted günlükleri 3

Posted in frederick law olmsted by enip on 04 Eki 2011

1865 Aralık ayında 110 Broadway’de Vaux&Co. Landscape Architects‘in tabelası asılmıştır artık. Newark, Philadelphia, Buffalo, Chicago, Cincinnati, Providene, New Britain, Boston’u da kapsayan kentlerde kamusal parkların tasarımını gerçekleştirdikleri 7 yıllık süreyi beraber geçirir Vaux ve Olmsted. Yalnızca parklarla sınırlı kalmayan bir proje talebiyle karşı karşıya kalırlar; kent ve bölge planlarını da içeren farklı ölçeklerde projelere imza atacaklardır. Olmsted tüm bu yoğun iş programı süredursun yayıncılıkla ilişiğini kesmez ve The Nation dergisinin editoryal ekibinde danışmanlığa devam eder. Projelerin görünen yüzü olması ve basındaki konumu ününün artmasını sağlar. Olmsted giderek tanınırken Vaux geri planda kalmayı tercih eder. Bu rol ve yol ayrımının sonu kaçınılmazdır.

Ortaklık süresince yaşanan çatışmalar arasında Vaux çoğu zaman Olmsted’in park tasarımıyla çok da ilgilenmediği düşüncesine kapılmıştır. Ofisin dışa dönük yüzü olarak proje harici meselelerle ilgilenirken (yayın danışmanlığı dahil) projelerin mutfağıyla yeterince ilgilenmediğinden yakınmaktadır Vaux. Aslında sorun bu ve benzeri çatışmalardan çok sözü geçen yol ayrımı olur. Vaux bu noktada yalnız devam etme kararını aldığında Olmsted de peyzaj tasarımı konusunda yetkinlik ve Central Park projesi öncesinde sahip olmadığı özgüveni kazanmış durumdadır. Ortaklıkları sorunsuzca  sona erer.

Vaux ilerleyen yıllarda mimarlık-peyzaj arakesitinde bir kariyer çizer. 1895’de ölümünün intihar olduğuyla ilgili söylentiler dolaşsa da ömrünün son yıllarında ofis işleriyle özellikle de ekonomik sorunlarla boğuştuğu bilinmektedir. Öte yandan Olmsted peyzaj tasarımında yol almaya devam eder. Caux ile ayrılıklarının ardından çalışmaları Frederick Law Olmsted, Landscape Architect imzasıyla yürütmeye başlar ama bu, ofisin 114 yıllık tarihini tamamladığı son ismi olmaz. 1884’te üvey oğlu John Charles’ın katılımıyla (karısının Olmsted’in erkek kardeşi ile olan evliliğinden) F. L & J. C. Olmsted adını alan ofis 1889’da Henry Sargent Codman’ın iştirakıyla F. L. Olmsted & Co. adını alır. Codman’ın ani ölümünün ardından Charles Elliot ekibe katılır ve tabela Olmsted & Olmsted & Eliot olarak değişir bu defa. 1895’te Olmsted emekli olur. Daha sonra F. L. & J. C. Olmsted ve Olmsted Brothers, Landscape Architects isimleri dtabelada ve antetlerde geçer.

1865’de Caux ve Olmsted’in birlikte başlattığı bu girişim 114 yıl sonra 1979’da Olmsted Associates, Inc olarak son bulur.

Frederick Law Olmsted ve Calbert Vaux