kozmofol

peyzaj mimarlığında teknoloji II

Posted in peyzaj mimarlığı, teknoloji by enip on 30 Eki 2013

Peyzaj mimarlığında teknikten söz ederken yalnızca detayların mimarileştiği, strüktürlerin en ince ayrıntısına kadar çözülebildiği bir bilgi havuzunun gerekliliğinden söz etmiyorum. Bugünün peyzaj mimarlığının bu koşulları yaratmadan var olması mümkün olmamakla beraber aksi haline peyzaj mimarlığı demeyi de doğru bulmuyorum. Bazen peyzaj düzenlemesi, çevre düzenlemesi gibi tanımlar bu tür çalışmalara daha uygun isimler oluyor.

Peyzaj mimarlığının ilgilendiği konulara bakalım. Öncelikle akla bitkibilim diğer adıyla botanik geliyor. Bitkibilim adı üstünde bir bilim dolayısıyla büyüyen bir arşiv; bugün kendi altında histoloji, morfoloji, ekoloji, sosyoloji gibi başlıkları olan ve ziraat, biyoloji gibi dallara da dokunan bir araştırma alanı. Peyzaj mimarlığı açısından büyük önem taşıyan ancak her projede öncelikli olmayan bir boyut çünkü ne tarihte ilk örneklerini gördüğümüz haliyle bahçe mimarlığının ne de bugünkü adıyla peyzaj mimarlığının projelendirme sürecinin önceliğini bitkiler oluşturmaz. Öncelik arazidir, topraktır, basılan zemindir, jeolojik karakterdir özetle bunların hepsini kapsayan topografyadır. Bunu özellikle bahçe tarihinde yerin dinamiğini kullanan, suyun akışına göre düzenlenen örneklerde görmek mümkün. Dolayısıyla bütün sistemi taşıyan topografyanın peyzaj mimarlığının temeli olduğunu söylemek yanlış olmaz.

TOPOGRAFYAYI HARİTALAMAK

İlk adım topografyaya yönelince bunun niteliğini anlamak sayısal bir altlığa ihtiyaç duyuyor. Eşyükselti eğrileri dolayısıyla eğim bu altlığı biçimlendiren temel veriler olarak ön plana çıkıyorlar. Alanın dinamiği topografyada, topografyanın sırrı eğimi anlamakta saklı duruyor. Eğim de ancak rakamlarla okunuyor ve yazılıyor. Bir alfabe kadar sistematiğe sahip bu tekniği anlamayan bir peyzaj mimarının işini hakkıyla yapmasına, kot çözmesine ve araziyi okuyup en uygun çözümü oturtmasına imkan yok.

Tam da bu noktada, yani topografyayı bize okutan altlıkların hazırlanması işi ve bu verilerin bize nasıl geldiğiyle bizim nasıl işlediğimiz devreye giriyor. Haritalama ve plankoteler alanın deşifre edilmesi için büyük önem taşıyor. Fakat ne yazık ki proje süreçlerinin başında harita mühendisleri tarafından hazırlanan planların temiz bir altlığa dönüştürülmesi işi adeta karın sancısı. Aynı plankoteden çıkan topografya modellerinin birbirini asla tutmaması da cabası. Bu noktada söz konusu altlığı oluşturan ve kullanan iki disiplinin daha farklı, pratik bir ilişki kurması gerekiyor.

38012_grotte

Yersel Lazer Tarama yöntemi ile dijital ortama geçirilmiş bir alandan görüntü

Jeodezi ve fotogrametri, bugün yeni adıyla Geomatik mühendisliği günümüzde farklı ölçüm teknikleri kullanmakta. Kullanılan teknolojiler arasında çok da yeni olmayan LIDAR (Light Detection and Ranging) peyzaj mimarlığı ve planlaması açısından öne çıkıyor. Bugün temel olarak havadan ve yersel olarak iki yönteme ayrılmış olan lazer teknolojisi, temelde etrafına yaydığı lazer ışınlarının geri dönüşleriyle nesne ya da yüzeylerin uzaklıklarını tespit etmeye yarıyor. Lazer ışınlarının gönderilmesi ve geri dönüşü arasındaki zaman farkı bu mesafelerin belirlenmesini sağlıyor. Kullanılan ekipmandan sağlanan ham veri de bir nokta bulutu, genel adıyla pointcloud datası oluyor. Elde edilen ve prezisyonu dolayısıyla da güvenilirliği çok yüksek olan pointcloud ın çok çeşitli şekillere dönüştürülmesi mümkün.

Tarama yöntemleri yalnızca arazi modellerinde değil, cephe röleveleri ve restorasyon, arkeolojik alanların belgelenmesi, madencilik gibi pek çok alanda kullanılıyor. Bu yöntem kullanılarak taranmış bir parkın videosu aşağıda izlenebilir.

 

Reklam

seminer

Posted in seminer by enip on 23 Eki 2013

Yarın İTÜ’de ‘Peyzajın Halleri’ adlı bir seminer vereceğim. Sunumda ilgilendiğim alanlar ve yer aldığım projelerden bazı kesitler var. İlgilenen herkese açık. Taşkışla 109 nolu konferans salonunda 12:30’da.

peyzaj mimarlığında teknoloji I

Posted in peyzaj mimarlığı, peyzaj teorisi, teknoloji by enip on 01 Eki 2013

Geçtiğimiz yıl boyunca kafa yorduğum meseleleri derlemenin vakti geldi. Her şey kabasaba bir soru ile başladı:

Peyzajın da teknolojisi mi olurmuş?

Olmalı. Rafine edilmiş haliyle şöyle soralım:

Hesaplamalı tasarımın mimarlığı kasıp kavurduğu günümüzde peyzaj mimarlığı meselenin neresinde duruyor? Dahası geçtiğimiz on yılda pratik-teorik arası paslaşmalarla olgunlaşan ve böylece kazandığı ivmeyle büyümeye devam eden mimarlığın bilgi havuzundan kendine nasıl pay çıkarıyor, bu bilgiyi nasıl özgünleştiriyor ya da özgünleştirebilir?

Bu sorular yeni nesil peyzaj mimarlarının arayışlarına katılmalı. Tek bir yanıtı olmasa da düşünürken bir rehber gibi tutunulması önem taşıyan, gelecek vaad eden bakış noktaları es geçilmemeli.

frames_00501-2

Numeric topography

Peyzaj mimarlığının mesleki tarihine, kullandığı araçlara göz atıldığında teknolojiyle haşır neşirliğinin göze çarptığı dönüm noktalarını coğrafi bilgi sistemlerinin (GIS) pratiğe dahil edildiği dönemde görmek mümkün ve bu araştırmaların temeli 70lere dayanıyor. GIS bugün çok büyük bir ilgi ve kullanım alanı bulamasa da peyzaj mimarlığının en faydalı, kullanıldığı takdirde en etkili aracı olmaya devam edecek. Buna ek olarak CAD sistemleri, CNC ve 3D print gibi projenin efektifliğini artıran hızlı sonuç veren üretim yöntemleri ya da Processing ve Rhinoscript, Phyton, Grasshopper gibi plug in ya da programlama dilleri bugün proje süreçlerine dahil edilebilecek yüzlerce yeni dilden sadece birkaçı.  En basite indirgendiğinde parametrik tasarımın birer kopyalarını tekrarlamak değil tasarım sürecini daha etkin kılmak, neden sonuç ilişkilerini daha hızlı kurmak hedeflenmeli. Bu yaklaşım temeli güçlü olmayan bir biçim sarhoşluğuna kapılmaktansa ilerleyen projelerde de üzerine koyarak büyüyecek bir bilgi havuzu oluşturmak açısından önemli. GIS dışında sözü geçen bu araçları yalnızca biçim üretici aracılar olarak görmek yetersiz bir bakış açısı olur. Öte yandan ancak ustasına sonsuz olanaklar sunan ve hergün bilgi dağarcığı büyüyen bu araçların proje süreçlerine nasıl, hangi evrede, ne yoğunlukta dahil edilebileceği bir soru işareti.

İlerleyen postlarda bu soru işaretini takiben söz konusu araçların peyzaj mimarlığı ile olası ilişkilerini düşünmeye devam edelim.